نماز جمعه

Hüccetül  İslam  Dr. Muhammed Hadi Mufettih

 

Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola gelmiyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz. Ona ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salat ve selam ise kalblerimizin mahbubu,nefislerimizin munisi günahlarımızın şefaatçısı ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul Enbiya, Rahmetenlilalemin Hz.Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile   mucadele ve dava arakadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm müslümanların ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine olsun.

 

  HAZRETİ  YUNUSUN   ŞAHSİYETİ

Kur’ân-ı Kerîm’de kendi adına bir sûre nâzil olmuş bulunan Hazret-i Yûnus -aleyhisselâm-, Âsur Devleti’nin başkenti olan Ninova halkına gönderilmiş bir peygamberdir. M.Ö. sekizinci asırlarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Babası, Mettâ isminde sâlih bir insandı.

Yûnus -aleyhisselâm-, Ninova’da doğup büyümüş, otuz yaşına gelince, Hak Teâlâ O’nu peygamber olarak vazîfelendirmiştir. İmam Ali (a.s)buyurur:

“Yûnus -aleyhisselâm- otuz yaşında peygamber oldu ve senelerce kavmini îmâna çağırdı.”

 KUR’ANDA VE TEVRAT DA HZ YUNUS’UN ŞAHSİYETİ (A.S.) 

Peygamberliği husûsunda Kur’ân-ı Kerîm’de de şöyle buyrulur:

“Muhakkak Yûnus da gönderilen peygamberlerdendi.” وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ؛ (es-Sâffât, 139)

وَتِلْكَ حُجَّتُنَا آتَيْنَاهَا إِبْرَاهِيمَ عَلَى قَوْمِهِ… وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ كُلًّا هَدَيْنَا وَنُوحًا هَدَيْنَا مِنْ قَبْلُ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِ دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ وَأَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسَى وَهَارُونَ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ؛ وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَى وَعِيسَى وَإِلْيَاسَ كُلٌّ مِنَ الصَّالِحِينَ؛ وَإِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًا وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَمِينَ ﴿انعام:۸۳-۸۶

“İşte bunlar, kavmine karşı İbrâhim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilmektedir. Biz ona İshak ve Ya‘kūb’u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nûh’u ve onun soyundan Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyûb’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u doğru yola iletmiştik. Biz, iyileri böyle ödüllendiririz. Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs’ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi. İsmâil, Elyesa‘, Yûnus ve Lût’u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık.”

Kur’anda  25  peygamberin  ismi  geçmektedir.  Bunlar da  ikiye  ayrılmaktadır. Vahiy  alanlar  ve  bir  diğer  Resulun   risaleti  cerçevesinde  hareket  eden nebiler.  Yunus,  kendisine vahiy  olunan  peygamberler grubunda  yer almaktadır.  Ayrıca  sabır   örneği  olan  dört  Peygamberden  biridir. Bunlar  hazreti   Eyyub, Yakub, Yunus ve  Yusuf  peygamberlerdir.

 

إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا ﴿نساء:۱۶۳

Biz Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Ya‘kūb’a, torunlara, Îsâ’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleyman’a vahyettik. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.

Hazreti  Yunusun hayat  hikayesi  hem  Tevrat ve  hem de  incilde Ninova şehirini ve halkını  terketmesiyle  başlar. Tabiki  halkını  terketmesi  uzun  bir   süre  yaptığı  tebliğ, tevhide ve  dini  davet ve  davetin    halkın  tümü  tarafından reddedilmesi ve   ona   yapılan  hakaretler ve eziyetler sonrası  gerçekleşmiş  olmalı. Tevrat   Yunusun  halkını  terketmesinin Misyonunun,  yani  tebiliğinin  başlangıcında  gerçekleştiğini söylüyor ve ekliyor: Allah  Amitanın  oğlu Yunusa haber gönderdi:  Büyük  Ninova  şehirine  git. Onların  zıddına  şu çağrıda  bulun. Onlara,  kötülüklerinin benin  dergahıma  kadar  ulaşmış  olduğunu  söyle

“ Ninovaya  gitmek  istemeyen  Yunus  Allahın  huzurundan  Terşiş  şehirine  kaçmak  istedi.” Yunus  kitabı 1: 1-3

Tevrat   Yunusun  Neden  Ninovaya  gitmek  istemediği  hakkında  bir  açıklama  yapmıyor..

HZ YUNUS’UN (A.S.) KAVMİ ‘NİNOVALILAR’

Kur’anı  Kerim Hazreti  Yunusun   peygamber  olarak  gönderildiği diyar ve  memleketten  bahsetmiyor. Tarihi  kaynaklar ve Tevrat  Onun  Ninovaya  peygamber olarak  gönderildiğinden  bahstemektedir. Ninova ahâlîsi, putlara ve heykellere tapıyorlardı. Çok zâlimdiler. Yûnus -aleyhisselâm- tevhîde dâvet etmeye başlayınca, kendisine sâdece iki kişi îmân etti. Biri âlim ve hakîm, öteki âbid ve zâhiddi. Diğerleri Hazret-i Yûnus’a:

“−Aramızda bu kadar kâhin, âlim ve sanatkârlarımız varken, sen tek başına ortaya çıkıyor, atalarımızın yolunun yanlış olduğunu söylüyorsun! Tanrılarımızı inkâr ediyorsun! Sen, kimsenin alışkın olmadığı hükümlerle ayağımızı mı bağlamak istiyorsun?!” dediler.

Ancak bu sözlerle de yetinmeyip Yûnus -aleyhisselâm-’a türlü ezâ ve cefâda bulundular. Hazret- Yûnus ise, onların yaptıklarına tahammül ve sabır gösteriyor, kendilerini yine merhametle tevhîde dâvet ediyordu. Allâh’ın azâbının çetin olduğunu hatırlatıyordu. Fakat onlar, bu îkazlara gülüp geçtiler:

“–Bir kişinin hatırı için azap gelip herkesi mahvedecekse, müsâade et bu azap gelsin!” dediler.

Yûnus -aleyhisselâm-, kavminin küfürdeki bu inatçı hâllerine son derece üzüldü. Daha fazla dayanamayıp, izn-i ilâhîyi beklemeden aralarından ayrıldı. Yolda iken Cenâb-ı Hak vahyetti:

“Ey Yûnus! Geri dön; kırk gün daha onları îmâna dâvet et!”

Bu emir üzerine Yûnus -aleyhisselâm-, tekrar kavminin yanına döndü. Allâh’ın emir ve azâbını haber verdi. Yine uslanmadılar. Va’dedilen günlerden otuz yedi gün geçtiğinde, kavmi hâlâ îmâna gelmemişti. Hazret-i Yûnus:

“O hâlde üç güne kadar başınıza gelecek olan azâbı bekleyin! Bunun alâmeti olarak da önce benizlerinizin sarardığını göreceksiniz!” dedi ve yine emr-i ilâhîyi bekleyemeden büyük bir üzüntü ile aralarından ayrıldı.

Bu terk ediş, ne ilâhî vazîfeden kaçma, ne de bu vazîfeyi verene baş kaldırmaydı. Sâdece yüce dâvete uymayan âsî bir kavimden uzaklaşmaydı.

HZ YUNUS’UN (A.S.) GEMİDE BAŞINDAN GEÇEN HADİSELER

Âyet-i kerîmede buyrulur:    وَذَا النُّونِ إِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا

“Zünnûn’u da (zikret)! O öfkeli bir hâlde geçip gitmişti…” (el-Enbiyâ, 87)

Zünnûn, Hazret-i Yûnus’un lakâbıdır. Balık sâhibi mânâsına gelir. Ona bu lakab, kendisini balık yuttuğu için verilmiştir. Kimi Hiristiyan  ve  yahudi tarihçilere  göre  bindiği  geminin  adı  büyük  balina  gemisi veya  bir  müddet saklandiği  yerin adı  balina  duvarı  idi.

Yûnus -aleyhisselâm- şehirden ayrılınca Yafa limanına geldi. Bir gemiye bindi. Kur’ân-ı Kerîm’de buyrulur:

“Hani O, dolu bir gemiye binip kaçmıştı.” (es-Sâffât, 140)

Gemi, hareket ettikten bir müddet sonra suyun ortasında durdu. Onu bir türlü yürütemediler. Batacakları endişesiyle durumu uğursuzluk sayarak gemide günahkâr birinin olduğunu düşündüler. Bunun kim olduğu husûsunda kur’a çektiler. Kur’a Hazret-i Yûnus’a çıktı. O da başına gelen bu işin bir imtihân olduğunu fark ederek tevekkülle:

“−Evet, o âsî kul benim!” dedi.

Ancak gemidekiler, onun hâlinden sâlih bir kimse olduğunu anlayarak kur’ayı birkaç defa yenilediler. Fakat hepsinde de netîce Yûnus -aleyhisselâm-’a çıktı. Nihâyet çâresiz bir şekilde: «Herhâlde bu kulun bir suçu olmalı!» diyerek Hazret-i Yûnus’u suların içine bıraktılar. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Gemide olanlarla karşılıklı kur’a çektiler de (Yûnus) kaybedenlerden oldu.” (es-Sâffât,

Bu ayetten  anlaşılan  gemiden  ağırlık  nedeniyle  atılan sadece Yunus değil  başkaları da  vardı. Çünkü  kur’ayı kaybedenlerden  oldu.  Çoğul  kullanılmıştır.

Tevratta  Hz. Yunusun  Ninova  halkını  terk etmesi  şu  şekilde  anlatılmaktadır. Yunus  Yafa limanına  geldi, Gemi ücretini  ödeyip  terşişe ( Tarsusa) gitmek  istedi. Bu  gemi  sahilden  uzaklaşır  uzaklaşmaz. Cok şiddetli  rüzgarlar esmeye  başlad. Deniz  dalgalandı, nerdeyse  geminin  yükü  denize  dökülüyor ve  gemi nerdeyse alabora  oluyordu. Kaptanlar  can  korkusuyla  Allaha   yalvarıp  yardım  talebinde  bulundular. Bu sure  içerisinde Hz.  Yunus geminin  anbarında  rahat  bir  şekilde  yatıyordu.    Geminin  kaptanı  yanına  gidip  bağırarak  şöyle dedi: Kalk  Rabbine  yalvar  dua et  belki  bize  merhamet eder ve  bizi  fırtınadan  kurtarır.  O arada  gemi  personeli  tanrılara  karşı  günah  işleyenin ve  bu  korkunç  fırtınaya sebebiyet  vereinin    kim olduğunu tespit etmek  için  Kur’a  çekme  kararı  aldılar.  Kur’a  Yunusun adına  çıktı. Gemi  personeli  Yunusa  sordular: Söyle  bize  hangi  günahtan  dolayı bu  bela  başımıza  gelmiştir.? Sen  kimsin? İşin  nedir? Nerelisin? Hangi  kavimdensin?

Yunus  cevabında: ben  ibraniyim, yerleri ve  gökleri  yaratan  Yehvaya  ( Allaha) İbadet ediyorum. Daha  sonra  onlara  “ ben  Allahın  huzurundan  kaçtım.” Onlar  bu sözü  işitince  cok korktular.  O arada  denizdeki    türbülenz  daha da  şiddetleniyordu.. Bu  fırtınanın  son  bulması  için  sana  ne  yapmamız  gerekir?   Dediler.  Yunus  beni  denize atın. Deniz  sakinleşir,dedi. Cünkü  bu  korkunç  fırtına  benden  dolayı  başınıza  kopmuştur. Kaptanlar  gemiyi sahile  ulaştırmaya  çabaladılar amma  bunu başaramadılar. Fırtına karşı  koyamıyacakları  derercede  şiddetliydi. Dolyısıyla  onlar  dua edip  şöyle dediler.  Er  Rabb  bu adamın  ölümünden dolayı  bizi cezalandırma. Bizi  Onun  ölümünden  sorumlu  tutma. Bütün   bunlar  senin  isteğindir. O arada  Yunusu  dalgalarıyla  çoşan denize  attılar. Turbulenz ve fırtına son  buldu. Yunus (1: 3-7)

 

Kur’anı  kerim   öfkeli  bir   şekilde  halkından ayrılan ve  son  güne  kadar  beklemeyen  Yunusun  bu sıkıntısını  Enbıya  suresi  87. Ayet  kerimerde  şu  şekilde  özetlemektedir.

 

 “…(O), Biz’im kendisini aslâ sıkıntıya uğratmayacağımızı zannetmişti…”

أنا عند ظن عبدي بي، إن ظن بي خيرًا فله، وإن ظن شرًا فله Ben  Kulumun  bana  olan  zannıyla  birlikteyim.  İyİ zan beslerse  iyilikle  kötü  zan  beslerse  şerle   maumele  ederim.  Düşüncesiyle  görev  yerini  terketmesinden  dolayı  cezalandırılmıyacağını  zannetmişti.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment