Hüccetül İslam Dr. Muhammed Hadi Mufettih
Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola gelmiyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz. Ona ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salat ve selam ise kalblerimizin mahbubu, nefislerimizin munisi,günahlarımızın şefaatçısı ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul Enbiya, Rahmetenlilalemin Hz.Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile mucadele ve dava arakadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm müslümanların ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine olsun.
HAZRETİ LUT’UN HAYAT HİKAYESİ VE ALINACAK DERSLER 2
Peygamberler tarihine bir göz attığımızda bazı peygamberlerin birlikte ve aynı dönemde yaşadıklarını görüyoruz. Hazreti İbrahim ile Hazreti Lut, Hazreti İsa ve Yahya aynı dönemin bir kısmını paylaşmışlardır. Her kavim ve millet bir klavuz ve ilahi rehberden dünya ve ahiret saadet ve mutluluğunu sağlayacak mesajı işitmek ihtiyacı hissediyordu. Öte yandan iletişim ve ulaşım imkanları bu günkü gibi değildi. Yani farklı kavim ve millletler birbirlerinden kopuk bir şekilde yaşıyorlardı. Bunun için aynı zamanda farklı peygamberlerin zuhuruna ihtiyaç olmuştur.
Hazreti Nuhun Kişiliği
Kur’anı Kerim Hazreti İbrahim ve Hazreti Lut arasındaki akrabalık ve nisbetten söz etmemektedir. Hazreti Lut Hazreti İbrahimin yakın akrabalarındandır. Bazı tarihi kayıtlara göre hazreti Lut, Hazreti İbrahimin kardeşi Harranın oğludur. Yani Hazreti İbrahimin yegenidir. Kur’anı Kerim Hazreti Lutu peygamberlerden bir olarak tanımlamaktadır وَإِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَلِين.Muhakkak ki Lut peygamberlerden biridir. ( Saffat 133) Allah Ona ilim ve hikmet vermişti.
وَلُوطًا اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ تَعْمَلُ الْخَبَٓائِثَۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِق۪ينَۙ
وَاَدْخَلْنَاهُ ف۪ي رَحْمَتِنَاۜ اِنَّهُ مِنَ الصَّالِح۪ينَ۟ ﴿٧٥﴾
Lût’a da hüküm (hikmet) ve ilim verdik. Onu, halkı pek iğrenç işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten o halk, bütünüyle yoldan çıkmış çok kötü bir topluluk idiler.
Böylece onu rahmetimizle sarıp sarmaladık. Doğrusu o, dürüst, erdemli ve ıslaha yönelik işler yapan seçkin bir kimseydi.
TEFSİR:
Allah Teâlâ Hz. Lût’a da hüküm ve ilim verdi. Hüküm; yargı, hikmet, doğruyu yanlıştan ayıran ölçü, her mes’elede doğru ve yerinde karar verbilme, Allah’tan gelen bir yetki gibi mânalar ifade eder. İlim de, kendine vahyolunan gerçek bilgi yani din ilmidir. Dolayısıyla bu ifade, Hz. Lût’un peygamber kılındığını göstermektedir. Cenâb-ı Hak Lût (a.s.)’ı اَلْمُؤْتَفِكَةُ(mü’tefike) diye isimlendirilen sonunda altı üstüne getirilmiş yedi kasabaya peygamber olarak göndermişti. Bunların içinde en büyüğü Sodom idi. Sodom halkı gerçekten çok çirkin günahlar işliyorlardı.. Doğrusu onlar, küfür ve isyan bataklığına dalmış ve bunda fazlasıyla ileri gitmiş fâsık bir toplum idiler. Allah Teâlâ Lut’u onların arasından kurtardı ve onu çok özel rahmetiyle sarıp sarmaladı. Çünkü o, günahlardan uzak kalıp Allah’a kulluk etmeyi isteyen, hem kendini hem de toplumu ıslaha çalışan güzel bir insandı. Hazreti Lut şeriastı olan bir peygamber değildi. Hazreti İbrahimin şeriatı ve temel dini öğretilerini tebliğ ediyordu. Kur’an hazreti Lutu İbrahimi peygamberler zincirinde nakletmekte ve şöyle buyurmaktadır.
- وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَؕ كُلاًّ هَدَيْنَاۚ وَنُوحاً هَدَيْنَا مِنْ قَبْلُ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهٖ دَاوُ۫دَ وَسُلَيْمٰنَ وَاَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسٰى وَهٰرُونَؕ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنٖينَۙ وَزَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَعٖيسٰى وَاِلْيَاسَؕ كُلٌّ مِنَ الصَّالِحٖينَۙ
- وَاِسْمٰعٖيلَ وَالْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطاًؕ وَكُلاًّ فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَمٖينَۙ
“Biz ona İshak ve Ya‘kūb’u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nûh’u ve onun soyundan Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyûb’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u doğru yola iletmiştik. Biz, iyileri böyle ödüllendiririz.
Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs’ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi.
İsmâil, Elyesa‘, Yûnus ve Lût’u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık.”
HAZRETİ İBRAHİME İMAN VE IRAKTAN FİLİSTİNE ( ŞAMATA ) HİCRET.
Kur’an hazreti Lutun Iraktaki yaşamı hakkında fazla bir şey söylemiyor. İbrahime iman ettiğini ve muşrik, putperest kavmin muhalefet ve dik kafalılığından dolayı, Hazreti ibrahime eşlik edip Iraktan bu günkü filistinin de önemli parçası olduğu diyarı Şama hicret ettiğini söylüyor. Ancak hazreti Lut ağırlıklı olarak Filistinde Bahru‘lmeyyit, ölü deniz yakınlarında yaşadı. Onun hicreti konusunda Kur’an şöyle buyurmaktadır:
- فَآمَنَ لَهُ لُوطٌ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَى رَبِّي إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ.
“Lut, İbrahime iman etti ve ben Rabbime hicret ediyorum o Aziz ve Hakimdir. Devamında Allah Lutu Hazreti İbrahim ile birlikte alemler için mubarek kılınmış olan memlekete naklederek kurtardığını ifade etmektedir.”
- وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ ﴿انبیاء:۷۱﴾
(Sonunda İbrahim’i) Onu ve Lut’u kurtarıp içinde, âlemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye-Filistin’e) ulaştırdık.
.
من عزم سفر کردم، با یار شدم همراه یارب چه سعادت ها کز این سفرم آمد
Ben yolculuğa karar verdim ve yara yoldaş oldum.
Ey Rabbim, bu yolculuktan ne saadetler nasib oldu.
Kur’anda Hazreti Lutun İbrahim ile birlikte Iraktan Filistine hicretine işaret vardır. Ancak bu göç ve hicret hakkında Kur‘anda fazla bir bilgi yoktur. Bu hususta Tevratta ayrıntılar vardır. İbrahim çok zengin idi, altın, gümüş ve hayvanları çoktu. Hazreti Lutun da malı, mülkü ve hayvanları vardı. Hizmetkarları da bulunuyordu. İbrahim ve ve Lutun hayvan sürüleri çok olduğundan bir yerde barınmaları ve heyvamnlarına otlak bulmaları mümkün olmadığı için farklı yerlere gitmeleri gerekiyordu. Bazen de otlak ve meralar yüzünden çobanları arasında çekişmeler baş gösteriyordu, dolayısıyla Hazreti İbrahim hazreti Luta şöyle demişti. Biz akrabayız, çobanlarımız tartışmamalı ve birbirleriyle kavga etmemelidirler. Maslahat ayrılmamızdadır. Önümüzde büyük bir ova vardır hangi tarafına gitmek istersen, ben de mukabil tarafa gideceğim. Bunun üzerine, Filistinin farklı yerlerine gidip, orada iskan ettiler. O sırada Hazreti Lut etrafa bir baktı ve Ürdün vadisini bir gözden geçirip, bu vadiye doğuya doğru yol aldı. İbrahim ise Ken‘an diyarında bu günkü Ürdünde kaldı. Hazreti Lut Sodum ve Gomara şehirlerine yerleşti. ( Tevrat yaratılış sıfrı 12)
HAZRET LUTUN DAVETİNİN BAŞLANGICI
Hazreti Lut geçmiş peygamberlere karşı muhalafete ve düşmanlığa kalkışan bir kavme gitti. Kur’an bunlar hakkında şöyle diyor: كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ “Lutun kavmi peygamberleri yalanladı.„ Bu ayeti kerimeden anlaşılan şudur. Hazreti Lutun kavmine daha önceden bir çok peygamber gelmiştir. Zaten bu bölge hem maddi ve hem de manevi olarak bereketli diyar, bereketli mıntıka olarak tanımlanmıştır. Bu da bu bölgeye bir çok peygamberin geldiğini göstermektedir. Tüm tebliğ ve yapılan irşatlara rağmen bu kavım haktan uzaklaşmış ve en çirkin ahlaksızlığa tutulmuştu. Hazreti Nuh ta diğer peygamberler gibi bu halkı tevhid, takva ve ahlakı değer ve iffete davet etti.
- إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ؛ إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ؛ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ؛ وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿شعراء:۱۶۱-۱۶۴﴾
Hazreti Lutun daveti hakkında Kur’anı Kerim Şuera suresi 161-164 ayeti kerimelerde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Bunun için sizden karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız âlemlerin rabbine aittir. „