نماز جمعه

 

Tarih: 16.01.2015

Hatip: Hamburg İslam Merkezi Başkanı Ayetullah Ramazani

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan
Allah’a olsun. Bizi
doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola gelmiyecektik.
Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz, Ona
ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet
talebinde bulunuyoruz. Salat ve selam ise kalblerimizin mahbubu,
nefislerimizin  munisi, günahlarımızın şefaatçısı ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz
Hatemul Enbiya,  Rahmetenlilalemin Hz.
Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve
sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile   mucadele
ve dava arakadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun.
Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm
müslümanların ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem
bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine olsun.

 Başta kendi nefsim
olmak üzere hepinizi İlahi takvaya, Allah’ın emirlerine sarılmaya
ve yasaklarından ise kaçınmaya davet ediyorum.
Takva en iyi azık 
cennetin anahtarı ve cehennem 
ateşine  karşı  ise 
koruyucu  siperdir.

 

İnsan  hakları  konusunda üzerinde  durulması 
gereken  bir diğer  husus 
ta  şudur.  İnsan 
haklarında veya  bu  haklar 
ile  ilgili  hukuki 
düzenlemelerde  ahlaki gerekler
ve  gereksizler tavsiyeler ve  nehiyler  
nasıl  bir   rol 
ifa etmektedir.  Konuya giriş  olması 
hasebiyle şu  hatırlatmada   bulunmak 
yerinde  olur. Merhum  Neraqi  
gibi bazı  alimler  ahlakı 
bir  ilim  olarak 
tanımlıyor  ve  şöyle 
diyorlar. “ Ahlak  ilimi,
insanı kurtuluşa  veya  helakete  
götüren sıfatları tanıma ve   
kurtuluşa  götüren   sıfatlarla donanip  helakete 
götüren  sıfatlardan da  kaçınma  
bilgisidir.”1 Jaks  gibi  avrupalı  
bilim adamları da ahlakı  bir  nevi 
ilim  olarak  tanımlamış ve 
şöyle  diyorlar  “ Ahlak 
ilmi, insan   davranışlarını
olması  gereken  şekliyle 
tahhakkukunu  anlatan   ilimdir” 2 Bazı   hukukçular da  hukukun 
tanımında  şöyle  diyorlar: “ Hukuk  toplum bireylerinin ilişkişkilerin  hakim  olan
ve yükümlük  getiren  kanunlar 
bütünüdür” 3 Dolayısıyla 
hukuku insanların  yaşamıyla  ilgili 
kanunlar  bütünü  olarak 
ta  tanımak  mümkündür. 
Bu  kanunların  insanlar arası  ilişkileri 
yönlendirip düzenlemesi 
lazım.  Kanun  olması 
hasebiyle de  uygulanması ve  her 
kes  tarafından  saygı 
gösterilmesi  lazım.

Geçmiş hutbelerde de  işaret
ettiğimiz  üzere, İnsan   hakları, insanlarla  ilgili bir  
takım    toplumsal  kanunlar ve 
kurallar  bütünüdür ve  bu 
kanunların  uygulanmasıyla,
insanlar  sahip   bulundukları 
onur  ve  saygınlıkla 
haklı  talep ve  isteklerine 
kavuşabilirler.
 

Bu  bağlamda  bilinmesi 
gereken  bir  diğer 
hususta  şudur: Ahlakın  hukuk 
ile  yakın  irtibatı 
bulunmaktadır.  Fransanın  meşhur 
hukuk  bilimcisi Corç  Riper  
gibi  bir  uzman

“Medeni  taahhütlerde ahlaki kural”
adlı  kitabında  ahlak 
ile   hukuk  arasındaki 
yakın ilişkinin  altını  önemle 
çizmektedir.  İslamda ahlak
ve  hukuka  verdiği 
öneme  dikkatle hukuk  ile 
ahlak  arasındaki  irtibatın önemine  vurgu 
yapmaktadı

Eğer  hukuk  ile 
ahlakın alan ve  sınırları  hakkında 
dikkatli  bir  araştırma yapılırsa, bu  ikisinin arasındaki  irtibat 
daha  iyi  anlaşılmış 
olur. Bu meyanda şu  hususa  değinmek lazım.  Bir 
çok  ahlaki  kural 
aynı zamanda hukuki  kural   olarak 
da geçmektedir. Başkalarının  mal,
can ve  namusuna  saldırı 
ve  tecavüzü    suç  
ve  cinayet  sayan 
kanunlar  gibi.  Bu 
kanunlar  hem  ahlaki ve 
hem de  hukukidir.  Ahlaki 
açıdan  bu  tür   
tecavüzler  ahlaki  rezalet 
olarak tanımlanmaktadır. 
Ahde  vefa veya   haksız 
yere  varlık edinmeme  gibi 
prensipler de  hem  ahlaki ve 
hem  de  hukuki 
bir  mahiyet taşımaktadır.

Ayrıca bazı  ahlaki  kurallar, hukuki  kanunlar 
mecmuasında    göz 
önünde  bulundurulmamış
olmasına  rağmen,  Vukuu 
halinde bir   hak  ihlali 
olarak  hukuki  takibe 
tabi  tutulabilir.  Örneğin 
yalan   ahlak  ilminde 
tüm  rezaletler  ve 
kötülüklerin    anahtarı  olarak  
tanımlanmaktadır. “ Tüm kötülükler bir evde toplatılmış ve   bu 
kötülük evinin anahtarı  ise  yalandır.”4

Bunun için   yalancı  kimsenin  
toplumda   bir  yer 
ve  saygınlığı  olmaz. Fakat 
yaygın  olan  hukuk 
düzeninde  yalan  konuşmak 
bir   suç   sayılmamaktadır. Ancak  mahkemelerde 
şahitlik  yapılırken   veya bir 
vasiyete şahit  olunurken ve
benzeri  durumlarda yalan  konuşmak 
suçtur. Aynı  şekilde    ulaşım ve 
taşımacılık ile  ilgili  düzenlemeler 
ilk etapta   hukuki  olarak 
gözükmekteyse de  ancak    dikkatlice 
ele  alındığında  konunun 
ahlaki  boyutunun da  bulunduğu 
anlaşılmış  olacaktır.  Çünkü 
bu tür faaliyetlerin sonucu amme 
menfaatının ve  mutluğunun  teminidir. 
Her  kes  bu 
hayırlı  işlerden  fayda 
sağlar.  Amme  menfaatı ve 
maslahatı  için  çalışmak ise 
en  önemli  bir  
ahlaki  erdem  ve 
fazilettir.

Ahlak ve  hukuk  arasındaki 
irtibati açığa  çıkaran  bir 
diğer  husus  ta 
şudur: Ahlak  insan  haklarının alt  yapısını oluşturmaktadır. Eğer  beşeri 
toplum ahlaki  terbiyeye  önem 
biçip

ahlaki  davranış ve değerlerle  donanırsa, hukuki  sorunların 
tümü  kolaylıkla  kontrol 
edilip çözüme  kavuşturulmuş  olur. Tabiki 
yanlızca  ahlaki   bilgi veya 
ahlak  ilmiyle  yetinmemek 
gerek.  Uygulamalı  ahlak Ahlak-ı  ameli  
ve  tehzibi  nefs ile 
donanmak  günümüz  insanının 
en  fazla  ihtiyaç 
duyduğu  husustur. Tabiki sadece  günümzde değil tüm zaman  ve 
zeminlerde insanlığın  
yaşamında  ferdi,  bireysel, ailevi,  toplumsal, siyasi ve sosyal  tüm alanlarda 
ahlaki davranışın 
sergilenmesi  tüm  insanlar 
tarafından  hoş  karşılanmış ve  övülmüştür.

Öyle  görülüyorki  günümüz 
dünyasının  yitiği  dini 
ahlaktır. Dini öğretilere 
dayalı  ahlak, insan  ila 
Yaratıcı arasındaki ilişkileri 
belli  bir  rüşd aşamasına ulaştırır. Bu aşamaya  ulaşan 
insan ilahi  inançla  temiz ve 
pak insani  yaşamı  tecrube etmeye  başlar.  Günümüzde internet, mejazi alan, siber  teknoloji ve uzay alanındaki  teknolojilerle  ulaşımın gelişmiş  imkanları   
hayatı  önemli  ölçüde 
etkilemekte ve yönlendirmektedir. Bu 
imkanların insanı   rahat  düşkünü, sultacı, zorbacı  ve 
liberalleştirip kolaylıkla 
insani  değerleri  ayaklar 
altına  alıp   başkalarının 
hak ve  hukunu    payimal edecek   bir varlığa 
dönüştürebilir.
 

_______________________________________________________________________

1-Muhammed  Mehdi Neraqi
Camiussaade  Kitabı c 1. S 85

2-Jaks,  Ahlak Felsefesi, uygulamalı
ahlak, s 18

3Nasır  Katuziyan, İran  Hukuk 
Sistemi  Araştırması ve  Hukuk 
İlminin  Mukaddimesi S 15

 

 

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment