نماز جمعه

Konu: Fazileti: Tamahkarlıktan kaçınma

Hamburg İslam Merkezi Başkanı ve İmamı

Hüccetül İslam Dr. Muhammed Hadi Müfettih

Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola gelmeyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz, Ona ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salat ve selam ise kalplerimizin mahbubu, nefislerimizin munisi, günahlarımızın şefaatçisi ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul Enbiya, Rahmetenlilalemin Hz. Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile mücadele ve dava arkadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm Müslümanların ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine olsun

وَ تَحَرُّجاً عَنْ طَمَع

Tamahkarlıktan kaçınma

Muttakiler hırs ve tamah ehli olmazlar. Dünya ve mal sevgisi onları kirletmez. Çünkü dünya sevgisinin tüm kötülüklerin annesi, başlangıcı olduğunun bilincindedirler. Hırs ve tamahı yeren bir çok ayeti kerime ve hadisi şerif mevcut bulunmaktadır.

Tamah: ”Aç gözlü davranmak, haddinden fazla istemek, gözü doymamak, şiddetle istemek, ifrat derecede arzulu olmak” gibi anlamlar taşımaktadır.

Peygamber Efendimiz (asm) bir hadisi şerifinde ise şöyle buyurmaktadır: “Bir koyun sürüsüne salıverilmiş iki kurdun koyunlara verdiği zarar, servet ve mevki düşkünlerinin dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.” (Tirmizi 30)

Aşırı hırs ve tamah insanı felakete götürür. Ölçülü hırs ve tamah ise; insanı meşru yoldan çalışıp kazanmaya sevk eder. Peygamberimiz (s.a.v) yine bir hadisi şerifinde ise şöyle buyuruyor: “Şayet bir kimse tamahkar olursa zelil olur. Bir kimse kanaat ederse o insan şerefli ve güçlü olur.”

Kur’an-ı Kerim’de ise şöyle bildirilmektedir: İbrahim (as) Cenabı Hakka şöyle dua etmektedir. ‘Ya Rabbi! Beni ve çocuklarımı puta tapmaktan koru!’

Puttan maksat gerçek putlar olduğu gibi, aşırı derecede para sevgisi olarak da ifade edilmektedir.

Çok ileri derecede parayı sevmek bir nevi parayı put yapmak gibidir. Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Hak şöyle buyuruyor: “Deki, Eğer Rabbimizin rahmet hazineleri sizin olsaydı, tükenir korkusuyla yine de vermeyip cimrilik ederdiniz. Gerçekten insan çok cimridir.” (İsra, 100)

Mübarek peygamberimiz (asm) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Her sabah iki melekten biri (Yarabbi infak edene karşılığını ver!) diye, diğeri de (Cimrilik edenin malını helak et diye dua eder)

Bu hususla alakalı olarak Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Hırsın kökü aç, gözlülük meyvesi ise kınamaktır.”

En helak edici şey aç gözlülüktur.”,

Dindarlığın başı tamahı terk etmektir.”

Yine İmam Ali bir başka bhuyruğunda şöyle diyor:

أَزْرَى‏ بِنَفْسِهِ‏ مَنِ اسْتَشْعَرَ الطَّمَعَ

“Tamahkarlık gömleği giyen kendisini hakir ve küçük düşürmüştür.“

– الَّذِي يُثْبِتُهُ فِيهِ الْوَرَعُ وَ الَّذِي يُخْرِجُهُ مِنْهُ الطَّمَعُ. (بحار الأنوار، ج٧٠، ص١٦٨)

Aban bin Suveyd tamah konusunda İmam Caferi Sadık hazretlerinden şu rivayeti nakletmektedir:

Takva insanda imanı sabit kılar, tamah ise imanın kalpten çıkmasına neden olur.

İman çok büyük hatalar ve günahlar neticesinde yok olma tehlikesiyle karşılaşır. Bazen hatanın ve büyük gunahın imana telafisi mümkün olmayan zararları olabilir. İmam Ali Hazretleri konuyla ilgili olarak şöyle diyor:

– تَفَضَّلْ عَلَى مَنْ شِئْتَ فَأَنْتَ أَمِيرُهُ وَ اسْتَغْنِ عَمَّنْ شِئْتَ فَأَنْتَ نَظِيرُهُ وَ افْتَقِرْ إِلَى مَنْ شِئْتَ فَأَنْتَ أَسِيرُهُ وَ الطَّمِعُ مَنْزُوعٌ عَنْهُ الْإِيمَانُ وَ هُوَ لَا يَشْعُرُ لِأَنَّ الْإِيمَانَ يَحْجُبُ بَيْنَ الْعَبْدِ وَ بَيْنَ الطَّمَعِ مِنَ الْخَلْقِ.(بحار الأنوار، ج٧٠، ص169)

Kime istersen bağışla ona emir olursun. Kime istersen ona karşı mustağni ( ihtiyaçsız) davran, onun gibi olursun. Kime istersen arzı hacet et, onun esiri olursun. Tamahkar insan farkına varmadan iman ondan ayrılmaktadır. Çünkü iman kişiyle insanlara karşı tamahkar davranmak arasındaki hicap ( engeldir)

Düşünür ve Filozofların sözlerinde tamahkarlık

Yabancı düşünürlere göre; “Dünya herkese yetecek kadar büyüktür. Onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.” (Charlie Chaplın)

Hırs ve tamahın başladığı noktada saf duygular sona erer.” (Balzac)

İnsaların hırsı ve tamahı, mesut olmamalarının tek sebebidir.” (Ferebn)

Hırs ve para düşkünlüğü, belki de bütün diğer ihtiraslardan daha fazla suç sebebidir.” (Aristo) 

Kişi tamahkarlıkla özgürlük ve hurriyetini elden vermektedir.

Tamahkarlık hastalığından kurtulmak için Yüce Allah‘a tevekkül erdemiyle donanmak, ve kanaatkar davranmak lazım. Allaha güven ve Onun rızasını tahsil kişiyi tamah tuzağına düşmekten korur. Tamahnın sonu olmayan bir gırdab, kısır düngü olduğunu bilmeliyiz. Bu hastalık toprağa kadar sahibini terketmez.

Konuyla ilgili olarak Sadi Şirazi bir şiirdinde şöyle diyor:

Şu kıssayı işitmişsindir ki Ğur (afganıstanın) ucra köşesinde

Bir gün, bir tacir yük taşıyan atından düştü

Kendi kendine şöyle dedi, dünyayı sevenin dar gözünü

Ya kanaat doldurur, ya da mezar toprağı

Tamah insan aklı ve fikrini sekteye uğratır. İnsanın büyük sarsıntılar geçirmesine neden olur. Konuyla ilgili İmam Hazretleri Nehcu’l Belağede, 219. hikmetli sözünde şöyle buyurmaktadır.

«أکْثَرُ مَصارِعِ الْعُقُولِ تَحْتَ بُرُوقِ الْمَطامِعِ

Akılların en çok ölüm yerleri, tamah ve arzularının şimşekleri altındadır.

İmam Seccadda konuyla ilgili olarak şöyle diyor:

– رَأَيْتُ الْخَيْرَ كُلَّهُ قَدِ اجْتَمَعَ فِي قَطْعِ الطَّمَعِ عَمَّا فِي أَيْدِي النَّاس‏ (بحار الأنوار، ج٧٠، ص١٧١)

 Hayrın tümü insanların elinde olana tamah etmemektedir. ( Biharu’l Envar c 70. S 171)

Molla Ahmed Neraqi Miracu’s Saade adlı kitabında şöyle bir hikaye anlatmaktadır: Bir zamanlar eli darda olan, maişet sıkıntısı çeken bir derviş. Hali vakti yerinde olan zengin bir ağanın evine gitti. Kendisine dervişlere verilmek üzere bir miktar mal adamışsın dedi.. Zengin adam doğrudur. Ama körlere verilmek üzere nezretmişimdir dedi. Derviş doğrusun asıl kör benim. Allahın dergahını bırakıp ta senin gibi bir dilencinin kapısına gelmiş bulunmaktayım deyip oradan ayrıldı. Bu sözden oldukça müteessir olan efendi zengin, kırgın dervişin peşinden gitti, bir şeyler vermek için çok cırpındı ama derviş bunu kabul etmedi. ( Miracu’s Saade 404)

Tamah dünyaya şiddetli bir bağımlılığı getirir. Dikkatleri Allahtan gayrı şeylere çeker, bu da bir çok fesad ve ahlaki çöküşe sebebiyet verir. İnsanlık alemindeki zillet, kin ve düşmanlığın başlıca faktörlerinden biri de hırs ve tamahdır. Bunun içindir ki İmam Ali tamahkarlığı

«اَلطَّمَعُ رِقُّ مُؤَبَّدٌ ;

Tamah daimi köleliktir. (Nehcu’l Belağe Hikmetli sözler 180)

Kuranı Kerim, Dünya hayatının gerçeği, mal, mülk ve evlattan dolayı böbürlenme ve gururlanmayı ve mal toplanma tutkusunun hakikatını Hadid suresi 20. Ayette şöyle buyurmaktadır:

– اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ ﴿حدید:۲۰﴾

Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır, ardından da çerçöp haline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir.

Kur’an’ın birçok âyetinde belirtildiği üzere insanın yaratılış amacından tamamen kopuk bir dünya hayatı anlamını, özünü yitirmiş, sadece biçimde kalmıştır. Belirtilen amacı göz ardı etmeden bu hayatın icaplarına uyulması ise zaten Kur’an’ın da insandan istediğidir; dolayısıyla bu gibi âyetlerde dünya hayatının mutlak anlamda mahkûm edildiği söylenemez. Diğer taraftan buradaki tasvir sırf inananlara değil inanmayanlara da aynı yargıya ulaşabilme imkânı sağlamaktadır. Zira inanmayan bir kimse de kabul etmek zorundadır ki, buradaki eylemleri ne kadar içerikli ve belli bir amaca dönük gibi görünürse görünsün, şayet bunlarla öteki âlem arasında kurulmuş fikrî bir bağ yoksa, –son tahlilde– onlar da yağmurun yeşerttiği, önce o işle meşgul olanları bile imrendiren ama sonra yavaş yavaş câzibesini kaybeden ve nihayet bir hiç haline gelen bitkiden farksızdır (ayrıca bk. En‘âm 6/32; Ankebût 29/64; Şûrâ 42/19-20). 

Âyetteki temsilde dünya hayatı yağmura benzetilmekle beraber asıl benzetilen bitkidir. Bitkinin burada belirtilen evreleriyle insanın oyun, eğlenme, mal-mülk edinme ve çoluk-çocuğa karışma çağları arasında da bir benzerlik kurulabilir.Çiftçiler diye çevrilen küffâr kelimesi kâfirin çoğuludur. Bu kelime sözlükte “örten, gizleyen” anlamına geldiği için hem tohumu ekip üstünü örtmesi sebebiyle çiftçiye hem de Allah’ı ve gerçekleri inkâr edip üstünü örtmesinden dolayı inkârcı kişiye kâfirdenmiştir. Buradaçiftçianlamı uygun düşmekle beraber, özellikle bu kelimenin seçilmesi, inkârcıların dünya hayatına düşkünlüklerine de bir göndermenin bulunduğunu düşündürmektedir

Zümer suresi 36. A yeti kerimede ise Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

«أَ لَيْسَ اللَّهُ بِكافٍ عَبْدَهُ ؛

Allah kuluna kâfi değil mi?

 Cimri davrananan ve müslümanları ekonomık ambargoyla imandan ve islamdan uzaklaştırmaya çabalıyan munafıkların yanlış tasavvurları hakkında yüce Rabbimiz munafıkun suresı 7. Ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır:

Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu)

Anlamıyorlar

Son olarak bir beyitle bu söhbete son veriyoruz.

گر حرصْ زیرِ دست و طمعْ زیرِ پای تُست      سلطان وقت خویشی و سلطان گدای تست

Eğer hırs elinin altında ve tamah ayaklarının altında olursa

Sen kendine efendisin ve sultan sana dilenci olur.

Konu oldukça geniştir. Daha fazla uzatmadan Rabbimizden kanaat sahibi olup hırs ve tamahtan uzakta kalmamızı niyaz ederiz. Allah (cc) bizleri aç gözlülükten ve her türlü kötü ahlaktan muhafaza eylesin.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment