Konu: Muttakiler İffetlidir

 

Hamburg İslam Merkezi Başkanı ve İmamı

Hüccetül İslam Dr. Muhammed Hadi Müfettih

 

 

 

Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun.
Bizi doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola
gelmeyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz, Ona
ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salat ve selam
ise kalplerimizin mahbubu, nefislerimizin munisi, günahlarımızın şefaatçisi ve
hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul Enbiya,
Rahmetenlilalemin Hz. Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve
sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile mücadele ve dava
arkadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi
ise tüm Müslümanların ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem bacılar ve
değerli kardeşlerin üzerine olsun

 

 

Muttakilerin bir diğer özelliği: İffeti Nefis

Canları iffet ve hayâlıdır. Bir kaç cümleyle
bu hususa açıklık getirmek lazım. İffet ve hayanın dini mubini İslamda yeri
oldukça büyüktür. Hayâ ve iffet dinin yarısı addedilmiştir. Hayası ve iffeti
olmayanın dinin olamıyacağı rivayetlerimizde vurgulanmıştır.

 

Allahü Teâlâ, insan neslinin devamı için,
erkek ve kadını birbirine karşı cazip kılmıştır. Aynı zamanda, bu kuvvetli
duygu karşısında, insanları, dünyada çetin bir imtihana tâbi tutmuştur.
Dünyadaki kısa ömrümüz içinde, en zor imtihan iffet imtihanıdır. Bu imtihanda
kazanan bir insan, dünya ve ahiretin kahramanıdır.

 

 

İnsanların kusursuz olması veya insanın
düşüklüğü, daha ziyade iffet işinde belli olur. Allahü Teâlâ, Kur’an-ı kerimin
birçok yerinde, iffetini muhafaza edenlere, büyük mükafatlar vaad etmiş,
iffetini muhafaza etmeyenlere de, Cehennem azabını göstermiş, iffetsizleri, bir
insanı öldüren bir câni ile bir tutmuştur. Müminlerin vasfını anlatırken de
buyuruyor ki Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden
yüz çevirir, zekatlarını verir ve iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine
riayet eder. [Müminun1-8]

 

 

İffetli kimse, haya sahibidir, yani günah
işlemeye utanır. Haya sahibi olmanın önemi büyüktür. Bu husustaki birkaç
hadis-i şerif: Haya imandandır. Hayası olmayanın imanı da olmaz. İmansız
da Cennete giremez. [Deylemi] Haya azlığı küfürdendir.

[Hakim] Haya, iffet, dile sahip olmak ve akıl imandan; cimrilik, müstehcenlik, çirkin söz ve hayasızlık nifâktandır. İffet, yani namus ne kadar önemli ise, namussuzluk da o kadar kötüdür. Namusun önemi hakkındaki hadis-i şeriflerin birkaçı şöyledir: İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır. [Hakim Neysaburi] Zinadan korunan Müslüman Cennete girer. [Beyheki] Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun Başkasının karısını kızını ayartan bizden değildir. Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer. Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken.

 

Haya on kısımdır. Dokuzu kadında, biri erkektedir hadis-i şerifinde de bildirildiği gibi, kadınların hayası erkeklerden çoktur. Öyle olmasaydı, çok çirkin işler meydana çıkardı. Din düşmanları bunu bildikleri için, daha çocukken kadınlardan hayayı kaldırmaya çalışıyorlar. Hayasız bir toplum meydana getirmeye çalışıyorlar. Müslüman kadını hayalı olmaya devam etmelidir. Hadis-i şerifte, Haya güzeldir, fakat kadında daha güzeldir buyuruldu. Deylemi

 

 

1- İffetin anlamı ve hicab ile olan irtibatı:

İffeti edep haya ve ahlaki temizlik olarak
yorumlamak mümkündür. İffetli kadın ve erkek kendisini haramdan koruyandır. Bu
bağlamda hicab hem kadın ve hem de erkek için büyük bir önem taşımaktadır. Halk
arasında hicab konusunda yanlış bir algı vardır ve hicabın kadına mahsus bir
durum olduğu zannedilmektedir. Bu yanlıştır. Kadının da erkeğinde iffet, edep
ve hayasını korumaları emredilmiştir. İffet ve haya ailevi ilişkiler ile
toplumsal ilişkilerin sağlık ve selametinin en önemli teminatı sayılmaktadır.
Hicab iffet göstergesidir. Ancak zahiri hicaba riayet eden her kesin iffetli ve
gevşek davranın da iffetsiz olduğu şeklindeki bir yaklaşım doğru değildir.
Ancak zahirin batını büyük ölçüde yansıttığı da bir gerçektir. Şeriat zahire
büyük önem atfetmektedir. Zahiri hicap ve örtüsünü suiistimal eden insanlar az
değildir. Suiistimaller hicabı önemsememek için bir bahane olmamalı. Yani
genellemeden kaçınmak gerek. Hem kadınların ve hem de erkeklerin hicap, münasip
giyinme ve iffete dikkat etmeleri gerek.

 

 

Şairin ifadesiyle

Mü min sen soyunup sokağa çıkma!
Kardeşine acı, günaha sokma,
Cehennem var, asla kendini yakma,
İffetsiz çoğalmışlar belli değil.

Modadır
deyip, açılıp saçılma!
Başıboş yaratılmadın unutma,
Ölüm var, unutup gaflete dalma,
İffetsiz çoğalmışlar belli değil.

 

 

2-İffetin
mertebeleri: Haya ve iffetin iki kategorisi vardır:

Zahiri
İffet: Zahiri iffet kişinin eline beline diline ve diğer zahiri organlarına hakim
olmasıdır. Yani her yere gitmemeli, her şeye bakmamalı ve her şeyi duymamalı.
Her lafı söylememeli, eteğini ve avretini haramdan korumalıdır. Allah Maaric
suresinde gerçek anlamıyla namaz kılanlardan söz ederken, onların iffet ve
hayasına da dikkat çekmektedir.

 

“Irzlarını
koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar
kınanmaz; bundan öteye geçmek isteyenler ise, onlar taşkınların ta
kendileridir” 29, 30, 31. Müminun Sureis 5. ve 6. Ayetlerde de Yüce
mevla şöyle buyurmaktdır: İffetlerini korurlar; Sadece eşleriyle veya
ellerinin altında olanlarla câriyelerle yetinirler, bundan dolayı da
kınanacak değillerdir. Ama her kim bunun ötesine geçmek isterse işte haddi
aşanlar onlardır.

 

 

 İmam
Ali İffetli insanların özelliği hakkında şöyle diyor: “Allah yolunda şehid
olan mücahidin ecri, gücü yettiği, halde iffetten ayrılmayan kimseden daha
büyük değildir. Zira iffetli insan meleklerden bir melek olmaya çok yakındır.”
Nehcu’l Belağe, hikmet 474

 

 

Bâtıni iffet

Batıni iffet: Kişinin iç aleminde,
düşüncesinde her türlü herzelik ve kirlilikten beri ve temiz olmasıdır. Konuyla
ilgili olarak Hazreti İsa şöyle buyurmaktadır: “Musa ibn-i İmran sizlere
zina yapmamanızı emir buyurdu, ben ise sizlere zinayi zihninizden dahi
geçirmemenizi emrediyorum. Çünkü zinayi düşünen çok güzel bir şekilde
boyalanmış bir binada ateş yakan kimseye benzer. Çünkü bu ateşin dumanı binanın
boyasını harap edecektir. Görünürde bina sağlam görünsede içten harap
olmuştur.” Peygamberimiz ashabından şöyle bir hadis nakledilmektedir.
Gencin biri Peygambere geldi ve bir çok soru sordu, bu cümleden Rızkının
genişlemesi için ne yapması gerektiğini öğrenmek istedi

 

Allahın rızkımı genişletmesini istiyorum

“Peygamber taharet temizlik üzerine ol,
yani günahtan uzak dur rızkın genişler.” Kenzu’l Ummal c 16.
Hadis 44154 Peygamberin bu hadisinden anlıyoruz ki; hem zahiri ve hem de
batıni temizlik ve teharet insanın rızkının artmasına katkı sağlar. Bu konuda
şair ve arif baba tahir bu konuda şöyle diyor:

Allahın
dostları olduğu kimselere ne mutlu

İşleri hamd
ve qulhuwallah olanlara ne mutlu

Sürekli
namazda olanlara ne mutlu

Alış verişleri
ebedi cennet olanlara ne mutlu

 

Ölüm anında insanın yüzünden perde kalkar,
her kes iç alemi ve karekteriyle ahiret alemine intikal edecektir. Öyleki bu
dünyada güzel bir görünümü olan halk nezdinde iffetli ve hayadar bilinen ve
halk tarafından saygı ve hürmetle karşılanan kimslerin, ölümünden sonra kendi
gerçek ve karanlık yüzünün aşikar kılınmasıyla hasret ve helakete maruz kalması
pek ala mümkündür.

 

Bir insanın ve bir ailenin şerefi ve itibarı,
bu duygu karşısındaki tutumu ile ölçülür. Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer
iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir kadın ise, her yerde, her
zaman itibarlıdır, saygıya layıktır. Bunlar, normal ve temiz bir toplumun iffet
ölçüleridir. İffet kaidelerini ayaklar altına almış, yalnız hayvani hisleri
peşinde koşan insan topluluğu, bu sözlerle alay eder. Onlara sözümüz yoktur.
Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, iffetsizlik yüzünden meydana
gelmektedir.

 

 

İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin
fenalıklarını bildikleri halde, kendilerini bu fena yollara sapmaktan
alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, onları selamet yoluna çıkaracak çare,
terbiye ve ahlak meselesidir.

 

 

Allah’tan korkan bir insan iffetsiz olamaz. O
halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta
gelen görev oluyor. Allahü teâlâdan korkmak için, Allah’ı iyi bilmek lazımdır.
Allah’ı bilmek için, Onun büyüklüğünü ve sıfatlarını öğrenmek zorundayız.
Allahü Teâlâyı hiç düşünmeyen bir topluluk için, Allah korkusuna sahip olmak
kolay değildir. Allahü Teâlâdan korkmak da, bir bilgi, bir çalışma ve bir
gayret işidir. Durup dururken, Allah korkusu meydana gelmez. Dinin emir ve
yasaklarına riayet edene kolay gelir.Özellikle büyük şehirlerde iffet işi
tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve
anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür. O genç kız, eğer biraz da
güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike,
okulda, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda,
internette yakasını bırakmaz.

 

 

Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir
mahluk olarak, ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde
herkesten, her yerde ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna
değil, şeref ve haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi
zarar, yerine konamaz. Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok
güçtür. İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli.
Bu tehlikeli bir tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk
getirmez.

 

 

İffeti muhafaza için, gençleri zamanında
evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı
altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun
tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına
gelir. Fakat iş işten geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar,
erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız
bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı
gülümsemesi karşısında, yenilebilir. Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan
kurtulan pek az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine
gitmemek daha kolay bir iştir. Göz görmeyince, gönül katlanır diye bir
atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş
olur. Giderse, kurtulması zordur.

 

 

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment