نماز جمعه

 

Tarih: 25.03.2016

Hatip: Hamburg İslam Merkezi Başkanı
Ayetullah Dr. Ramazani

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden
odur. Eğer O’nun hidayeti olmasaydı doğru yola gelmiyecektik. Ona iman ediyoruz.
Ona güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz, Ona ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet
talebinde bulunuyoruz. Salatve selam ise kalblerimizin mahbubu,nefislerimizin munisi,
günahlarımızın şefaatçısı ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul
Enbiya, Rahmetenlilalemin Hz. Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi
ve sünnetinin muhafızı olan mutahhar Ehl-i Beyti ile mucadele ve dava arakadaşlarından
seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm müslümanların
ve bilhassa burada hazır bulunan muhterem bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine
olsun. 

 

İmam Zeynu’l Abidinin kendi Hukuk Risalesinde değindiği
bir diğer hak ise Hocanın Ustadın hakkıdır. İmam hazretleri çok veciz ve mana
yüklü kısa cümleler ile hocanın hakkının nasıl eda olunabileceğine daır bir kaç
hususu dile getirmektedir. Ustadın hakkına gelince: “İlmiyle seni eğiten ustadın
senin üzerinde olan hakkı: Ona tazim etmen, meclisini muhterem ve ganimet sayman,
sözlerini iyice dinleyip ona dikkat etmen, kendi cehaletini gidermekte ve öğrenmeye
muhtaç olduğun ilmi elde etmede hocana yardımda bulunmandır. Şöyle ki; ondan istifade
etmek için aklını her türlü meşguliyetten arındırarak zihnini toparlamalısın ve
lezzetleri terk edip şehvetleri azaltmakla kalbini temizleyip gözünü cilalalamalısın.
Şunu da bilmelisin ki, sana öğrettiği şeylerde karşılaştığın her cahile, üstadın
mesajını iyice ulaştırmak için onun elçisisin. Öyleyse bu risaleti üstlendiğinde.
Bu vazifeyi yerine getirmekle ona hiyanet etmemen gerekir. Güç ve kuvvet ancak allahtandır.
Tuhefü’l Ukul 253


Üstada saygının lüzumu ile ilgili bu altın beyanatın
açıklamasında önemli olan bir kaç hususu hatırlatmakta yarar vardır.

1-Bilinmesi gereken önemli bir husus şudur: Kur’an ve
İslam açısından ilim çok üstün ve yüce bir nimet ve ilahi bir vergidir. Yüce Allah
Peygamberine yöneltiği mesaj ve risaletin ilk cümlesinde ilim, öğrenme ve okuma
hususuna değinmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Yaratan Rabbinin adıyla oku.”
Devamında kalem ile talim. Öğrenme hususuna dikkatleri çekmekte ve şöyle buyurmaktadır:
“Kalem ile öğreten ve insana bilmediğini öğreten Rabbinin adıyla oku”
Alak 1-3

2-Bazı ayetlerde de Yüce Mevle alim ile cahil arasındaki
farkı hatırlatmakta ve şöyle buyurmaktadır: “De ki: Hiç bilenlerle bilmiyenler
eşit olur mu? Kuşkusuz sadece akıl sahipleri öğüt alır” Zümer
9 Bu ikisi arasındaki farkı başka bir ayette şöyle buyurmaktadır. “Pis Khabis
ile güzel hiç bir olur mu?” Maide 100 Yine konuyla ilgili olarak Yüce
Mevla başka bir ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “Kör ile gören bir olmaz.
Karanlıklar ile aydınlık da. Gölge ile güneşin sıcağı da. Dirilerle ölüler de bir
değildir.” Fatır 19. 22 İnsanoğlu fıtraten bu iki grup insan arasındaki
farkın idrakindedir. Bunun için tıynet ve fıtratı pak ve salim olan her kes ilme
ve alime gerekli olan saygıyı biçer.

3-İnsan aklı ve tabiatı da ilim ve bilginin güzelliği
ve hayrına tanıklık etmektedir. Aksine cehalet ve bilgisizlikte akıl ve fıtrat tarafından
yerilmekte ve ikrah edilmektedir. Dolyısıyla tüm insanlar ilme ve alime karşı derin
bir saygı durmakta ve takdir etmekteler. Başka bir ayeti kerimede Yüce Allah müminlerin
ve ilim sahiplerinin diğerlerinden daha üstün derecelere sahip olduğunu beyan buyurmaktadır.
“Allah sizlerden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilmiş olanların derecesini
yükseltir” Mücadele 11
 

 
 

ÜSTADIN ÖNEMLİ HAKLARI
İlim ile ilgili önemli hususlardan birinin Ustadın hakkına
riyaet etmek olduğundan dolayı, İmam hazretleri hukuk risalesinde bu hususu vurgulayıp
riayet edilmesi gereken bir takım hakları şu şekilde dile getirmektedir:

1-Üstada karşı hürmet ve saygıda kusur etmemek. 2- İlim
ve bilgi de hocadan yardım almak 3- Ustaddan kesbi ilim etmek için kalbi muheyya
kılmak ve mevcut yetenekleri filizlendirmek. 4- Üstaddan aldıklarını tam bir titizlikle
öğrenmeli ve onunla amel etmeli ve başkalarına da öğretmekte güvenilir bir elçi
misali hareket etmelidir.

İmam Seccad hazretlerine ait olan ve Mekarimu’l Ahlak
adlı kitapta ise İmam hazretleri hocanın diğer bir takım haklarına dikkatleri çekmektedir:
“Ustadın huzurunda yüksek sesle konuşmamalısın. Ondan soru soranlara kendisi cevap
vermeden önce cevap vermeye kalkışmamalısın. Onun ders meclisinde başkasıyla konuşmamalı
veya başkasının gıybetini yapmamalısın. Senin yanında başkalarının onu kötü yad
etmelerine fırsat vermemelisin. Ayıplarını örtüp erdemlerini ise aşikar kılmalısın.
Onun düşmanlarıyla oturmamalı ve dostlarına düşmanlık yapmama. Sen böyle yaptığında
Allahın melekleri senin gerçekten ustadını istediğine ve halk için değil Allah için
ondan ilim öğrendiğine tanıklık edeceklerdir. Mekarimu’l Ahlak s 420. Hasan bin
Fadl.
Bu nurani açıklamalardan Ustadın talebesi üzerindeki haklarından bir kaç
tanesini daha öğrenmekteyiz Şöyleki: 1- Talebe hocasının yanında sesini yükseltmemeli
2- Hocaya bir soru sorulduğunda cevap vermek için hocadan önce hareket etmemeli.
3-Hocanın huzurunda başkasıyla konuşmamalı. Çünkü bu edebe aykırıdır.4- Hocasının
yanında kişi başkasının gıybetini yapmamalıdır. Bu başkalarının yanında başkasının
gıybetinin yapılabileceğinin caiz olduğu anlamına gelmez.. Ustadın yanında başkasının
gıybetini yapmak çok daha kabih ve çirkindir.6- her hangi bir yerde veya toplantıda
hocasının aleyhinde konuşulursa, hocasını savunması gerek. 7- Hocasının ayıplarını
örtmesi lazım. 8- Usatdının düşmanlarıyla oturup kalkmamalı. 9- Ustadın dostlarına
da düşmanlık yapmamalıdır. Allah hocalarımız ve alimlerimize karş bizleri saygılı
olmakta ve onların haklarını eda etmekte müvaffak kılsın. Çünkü hocalarımız ve alimlerimiz
fikri ve manevi kişiliğimize şekil vermekteler ve düşünmeyi, fazilet ve erdemlerle
donanmayı bizlere öğretmekteler.

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment