نماز جمعه

Tarih: 01.01.2016
Hatip: Hamburg
İslam Merkezi Başkanı Ayetullah Dr. Ramazani

Hamd Alemlerin
Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden odur. Eğer O’nun hidayeti
olmasaydı doğru yola gelmiyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona güveniyoruz, Ona tevekkül
ediyoruz, Ona ibadet ediyor ve Ondan yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salatve
selam ise kalblerimizin mahbubu,nefislerimizin munisi, günahlarımızın şefaatçısı
ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz Hatemul Enbiya, Rahmetenlilalemin
Hz. Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve sünnetinin muhafızı olan
mutahhar Ehl-i Beyti ile mucadele ve dava arakadaşlarından seçkin Ashabının üzerine
olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi ise tüm müslümanların ve bilhassa burada hazır
bulunan muhterem bacılar ve değerli kardeşlerin üzerine olsun.

İmam Seccad Hazretlerinin
Hukuk Risalesinde üzerinde durduğu bir diğer hak ise Orucun hakkıdır. İmam
bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Orucun senin
üzerinde olan hakkı şudur: Bilmelisin ki oruç, Allah’ın cehennem ateşinden seni
koruması için, diline,kulağına, gözüne, fercine, karnına, çektiği bir perdedir..
Nitekim Hadiste şöyle geçer: “Oruç aateşe karşı bir siperdir” Eğer uzuvların o perdenin
arkasında sakin olurlarsa korunurlarsa umulur ki ateşten örtülü kalırsın. Eğer
uzuvlarının perdenin arkasında oruç gibi bir sığınakta taşkınlık göstermelerine
ve perdenin açılmasına müsade edersen, uzuvlar kendi hadlerini aşarak bakılması
caiz olmayan şeye şehvetle bakarlar ve güçlerde Allaha uyma yerine başka bir yerde
harcanırlar, artık o zaman perdenin yırtılarak bedenin dışarıya çıkmayacağına güvenme.
Ve kuvvet ancak Allahtandır.” Tühefu’l Ukul. S 253

Orucun teşri edilmesinin
Emrolunmasının hikmeti
İmam Seccadın
beyanatından da anlaşıldığı üzere oruç nefis terbiyesini sağlamak ve insanın kendisiyle
olan ilişksini sağlıklı bir zemine oturtmak, Allah’în nimetlerinin değerini daha
fazla idrak edip hakkıyla şükrünü yerine getirmek ve diğer insanlarla ve hem cinslerle
yardımlaşma ve dayanışmayı pekiştirmek ve insanın deruni güç ve kapasiteleri arasında
gerçek ve dengeli bir irtibat sağlamak için teşri edilmiştir. emrolunmuştur Haiz
olduğu bunca önem ve ehemmiyete binaendir ki bütün dinlerde oruç vecibesi mevcut
bulunmaktadır. Kur’anı Kerim bu gerçeğe açık ve sarih bir şekilde değinmektedir:
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi size de farz
kılınmıştır. Umulur ki sakınırsınız Takvayı yakalarsınız ” Bakara 183.
Uygulamada bir takım farklılıkların olmasına rağmen hem Tevrat ve hem de İncilde
oruç söz konusu olmuştur. Tevratın tesniye sıfrında 9. Bab. 9 numarada şöyle denilmektedir:
“Ben sizinle olan ilahi ahdin yazılı olduğu taş levhaları almak için dağa geldiğimde,
kırk gün kırk gece dağda kaldım, ne ekmek yedim ve ne de su içtim”

Meta İncili dördüncü
bab 1.ve 2. Ayetlerde şöyle denilmektedir: “İsa şeytanın onu denemesi için Ruhul
Kudüsün eliyle yabana götürüldüğünde kırk gün- kırk gece oruç tuttuğundan dolayı
acıkmıştı”

Eğer Orucun hakkı
doğru dürüst bir şekilde tanınıp bu farıza hakkıyla eda olunsa, hem insanın cismi
ve ruhu ve hem de toplum bireyleri ve insanlık camiasının geneli üzerinde çok yapıcı
etkileri olacaktır. Konuyla ilgili olarak İmam Caferi Sadık Hazretleri konuyla ilgili
olarak şöyle buyurmaktadır: “Allah zengin ve fakir aynı seviyede olsun diye orucu
farz kılmıştır. Çünkü eğer zengin açlığı tatmasaydı fakire acıyıp ona yardım etmiyecekti.
Zira zengin bir şeyi istediği zaman ona sahiplenebiliyor. Oruç vasıtasıyla Allah
mahlukatı arasında musavat eşitlik sağlamayı, zenginlere açlığın çilesini tattırmayı
ve bu vesileyle zayıflara şefkatlı ve açlara merhametli davranmalarını irade buyurmuştur.”
Men La Yahduruhu’l Faqih c 2, s 73. Hadis 1766

ORUCUN DİNİ-İNSANİ
KİŞİLİĞİN ŞEKİLLENMESİNDEKİ ROLÜ
İnsanların istekler
ve arzularının terbiyesinde orucun rolü oldukça önemlidir. Tabiki bu terbiyevi rol
sadece oruçla sınırlı değildir. Tüm islami ahkamın insanın fiziki ve ruhi terbiye
ve tezkiyesinde büyük önem arzetmektedir. Tabiki bu etki eğer ilahi ahkamın felsefesi
sağlıklı bir şekilde anlaşılsa ve uygulanırsa kendisini gösterir. Sevgili Peygamberimiz
orucun yapıcı etkileri hakkında şöyle buyurmaktadır: “Oruç nefsi istekleri ve
şehevi tabiatı zayıflatır, insan organlarının temizlenmesi ve İnsanın zahiren ve
batınan mamur olmasına yol açar. Ayrıca oruç ilahi nimetlere şükretmenin ve fakirlere
ihsanda bulunma vesilesi ve dergahı ilahide tazarru, niyaz, münacat ve yalvarıp
yakarmanın çokluğunun sebebidir. Oruç sağlam ilahi bağa sımsıkı sarılmanın ve şehvetlerin
yatıştırılıp hesabın hafifleştirilmesi ve hasenelerin de artmasının vesilesidir.”
Misbahuş Şeri’a; c 1. S 136

İslamın terbiye
konusunda önem atfettiği hususlardan biri de şudur: İnsan bütün hayatını Allah Celle
ve Ala’nın istek ve rızasına uygun bir şekilde dizayn edip çeki düzen verip, fiil
ve eylemlerine ilahi bir renk kazandırmalı. Çünkü böylesi bir şekilde hareket edildiğinde
kulun fiili ve eylemi payidar ve kalıcı olur. Çünkü Allah ebedi ve kalıcıdır ve
O’nun vechi ve rızası için işlenen ameller de kalıcı olur. Bu hususta Allah Rahman
suresi 27. Ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır. “Her kes fanidir ve yalnız
Rabbinin yücelik ve ikram sahibi zatı baki kalır” Çok üstün ve ülvi olan ihlas
erdemine kavuşmakta da orucun etkisi ve önemi çok büyüktür. Nitekim Hazreti Fatima
konuyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Allah ihlasımızın tesbiti kökleşmesi
için orucu farz kılmıştır” Men La Yahduruhu’l Faqih c 3. s.568

İmam Alinin de
bu konuda şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Allah ihlası sınamak için orucu farz
kılmıştır” Nehcu’l Belağa Hikmet 252

Kişinin bu ihlaslı
amel ile yakin ve hikmet kapılarını kendisine açması ne güzel. Orucun deruni huzur ve sükunetin sağlanmasında
da önemi ve etkisi çoktur. Nitekim Allah Resulü Rabbinden şu suali sormaktadır:
“Ey Rabbim orucun bırakacağı miras nedir: Allah şöyle buyurdu: Oruç hikmeti,
hikmet ise marifeti ve marifet ise yakini, insan yakine vardığında onun için sıkıntıdamı-
kolaylıktamı sabahlaması yaşaması önem arzetmez.“ Kafi c 2. S 19

İmam Seccad a.s ‘ın orucun hakkıyla ilgili beyanında da bu
hususa işaret edilmiştir. Oruç bir çok insan uzvunun cehennem ateşinden korunmasını
temin eden bir örtü ve perdedir. Buna binaendir ki Emiru’l
Müminin İmam Ali şöyle buyurmaktadır. “Ramazan ayının orucu azaba karşı bir siperdir.”
Nehcu’l Belağe hutbe 110 Resulü Kibriya a.s ’ın beyanında da konuyla ilgili olarakl
şöyle buyurmaktadır. “Oruç ateşe karşı bir koruma siperdir ” Kafi c 2.
s 19

Ayrıca oruç insana huzur ve sükunet
kazandırır. İstırap ve depresyonlardan kişi kurtulur. Zira oruç her yönüyle insanı
korur ve muhafaza eder. Oruç ayrıca insanı bir çok tehdit ve tehlikeden korur. Oruç
vasıtasıyla insan Allah’ın rızasını elde eder ve bu aşamaya varan insanın duası
makbul olur. Haiz olduğu bir çok fayda ve maslahata binaendir ki oruç İslamın erkanlarından
biri kılınmıştır. Bu bağlamda İmam Bakır hazretlerinden şöyle bir rivayet nakledilmiştir.
“İslam Beş esas üzerine inşa edilmiştir. Oruç, zekat, namaz hac ve velayet.”
Aynı kaynak c2 s 18 Tabiki insan bu dini vecibenin önemini idrak ettiğinde bu
fayda ve etkileri temin edebilir. Böylesi bir haleti ruhiyeyle hareket edildiğind
insan kendisini daha iyi gözetlemek ve korumak için daha fazla oruç tutmak ister.
Bu irfani ve ubudi makama Allah’ın inayet ve yardımı olmadan varmak imkan dahilinde
değildir. Tabiki Oruçtan maksat yanlızca yeme ve içmeden uzak durmak demek değildir.
İnsan tüm organlarıyla ve hatta düşüncesiyle oruç tutmalıki mezkur faydaları elde
edebilsin. Bilhassa diline, gözüne, kulağına ve midesine hakim olmak için çabalamalı.
“Sen oruçlu olarak sabahladığında kulağın ve gözün haramdan kaçınarak oruç tutsunlar
ve bütün organ ve uzuvların da kötülüklerden çekinerek oruç tutsunlar” Eş’eri
Kummi; Ennevadır; S 20; H 9

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment