نماز جمعه

Tarih: 05.06.2015
Hatip: Hamburg İslam Merkezi Başkanı Ayetullah Ramazani

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd
Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah’a olsun. Bizi doğru yola hidayet eden
odur. Eğer O’nun hidayeti
olmasaydı doğru yola gelmiyecektik. Ona iman ediyoruz. Ona
güveniyoruz, Ona tevekkül ediyoruz, Ona ibadet ediyor ve Ondan
yardım ve medet talebinde bulunuyoruz. Salatve selam ise
kalblerimizin mahbubu, nefislerimizin  munisi, günahlarımızın şefaatçısı ve hastalıklarımızın tabibi sevgili Peygamberimiz
Hatemul Enbiya,  Rahmetenlilalemin Hz.
Muhammed Mustafa ile risaletinin ve ilminin varisi ve
sünnetinin muhafızı olan
mutahhar Ehl-i Beyti ile   mucadele ve dava
arakadaşlarından seçkin Ashabının üzerine olsun. Allah’ın rahmeti ve
bereketi ise tüm müslümanların ve bilhassa
burada hazır bulunan muhterem bacılar ve
değerli kardeşlerin üzerine olsun.

Tüm  dinler, kültürler ve  yaşam 
felsefelerinde üzerinde 
önemle  durulan  konulardan 
biri de kadın, erkek ve  aile  konusudur. İnsan  hakları 
evrensel  beyannamesinin  16 
maddesinde  şöyle  denilmektedir: 

Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk veya din
bakımından hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın evlenmek ve aile kurmak
hakkına haizdir. Her erkek ve kadın evlenme konusunda, evlilik süresince
ve evliliğin sona ermesinde eşit hakları haizdir.
Evlenme akdi ancak müstakbel eşlerin serbest ve tam rızasıyla yapılır.
Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından
korunmak hakkını haizdir.
Konuyla  ilgili 
olarak İslam insan  hakları  beyannamesinin 19. Ve 20.maddelerinde  şöyle 
denilmektedir.

Madde 19 – Aile teşkil
etme Hakkı
 a Her şahsın, evlenme, yuva kurma,
çocuklarını, dinine, kültürüne gelenek ve göreneklerine uygun
olarak yetiştirme hakkı vardır. Her eş, belirtilen hak ve imtiyazlara
sahip olup bu konuda Şeriatça açıkça bildirilmiş mecburiyetlere uyma
zorunluluğunu taşır.
 b Çiftlerden her biri, diğerinden, haklarına
ve değerlerine saygı bekleme hakkına sahiptir.
 c Her eş, imkânları nispetinde, hanımının ve
çocuklarının bakımını üslenir.
 d Her çocuk, anne-babaları tarafından en iyi
şekilde bakılma ve yetiştirilme hakkına sahiptir.  Genç çocukları
çalıştırmak yasaktır. Aynı şekilde çocuğun karşı çıktığı bir işte onları
çalıştırmak veya onun tabii gelişimine zararlı herhangi bir işi ona zorla kabul
ettirmek de yasaktır.
 e Eğer herhangi bir sebeple anne ve baba
çocuklarının bakımını yerine getirme imkânına sahip bulunamıyorlarsa kamu
harcamalarından çocuklarının bakımını üslenmek topluma ait olur.
 f Her şahıs, çocukluğunda, ihtiyarlığında ve
güçsüz kaldığında, ailenin tıbbi ihtimam ve koruması yanında maddi
desteklerinden yararlanma hakkına sahiptir. Anne ve babalar, çocukları
tarafından korunma, tıbbi ihtimam ve maddi desteklerinden faydalanma hakkına
sahiptirler.
 g Annelik müessesesi, ailenin ve
toplumun ümmetin kamusal teşkilatlarının özel yardımı, ihtimamı ve saygısı
hakkına sahiptir.
 h Aile içinde, kadınlar ve
erkekler, çocukları ve anne-babalarına karşı müşterek sorumlukları
esasında, cinslerine, yeteneklerine, kabiliyetlerine, tabii eğilimlerine bağlı
olarak sorumluluklarını ve mecburiyetlerini yerine getirmekle mükelleftirler.
 ı Hiçbir kimse rızasına aykırı olarak
evlendirilemeyeceği gibi bu husustaki hukuku haklarından mahrum
bırakılamaz.   

Madde 20- Evli Kadının
hakları
Her evli kadının,
 a kocasının yaşadığı evde yaşama hakkı
vardır,
 b eşinin yaşadığı seviyeden aşağı olmamak
kaydıyla belli bir hayat seviyesinde yaşamak için gerekli imkanlara sahip
olmak; boşanma gerçekleşmiş ise gelirleri, maddi imkânları ve kendi
kazançları ne olursa olsun yasal bekleme süresince iddet  kocasının
kaynaklarıyla kendisinin olduğu gibi, bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının da
varlıklarını uygun tarzda devam ettirmek imkânlarına sahip olma hakkı vardır;
 c Kadın, şeriatın getirdiği usuller
çerçevesinde, evliliğin kanuni bir şekilde sonlandırılmasını isteme ve evliliğe
son verme hakkına sahiptir; bu hak, hâkimler önünde boşanma isteğine ilave
edilir.
 d Aynı şekilde, kanunî olarak, eşine,
anne-babasına, çocuklarına ve diğer yakın akrabalarına varis olma hakkına
sahiptir,
 e -Eşlerin her biri, evlilik süresince veya
boşanma vuku bulmuş olsa bile hayat arkadaşına ait değerleri korumak, onun
gizli sırlarını ifşa etmemek ve ahlaken yahut yaratılıştan var olabilecek gizli
ayıplarını açığa vurmamakla mükelleftir. Bu hak, eşinin karşısında olduğu
zamanlarda ve boşanma sonrasında da devam eder

Bu 
bahsedilen  bir  kaç 
madde  hakkında  söylenecek  
çok sey  vardır, ancak  biz 
öncelik arzeden bir  kaç  hususa değineceğiz.

Birinci 
husus: İslam  açısından kadınlar ahlak,  yaratılış, tabıat  ve insaniyet alanlarında  erkekle eş 
değerdedir.  Nitekim Resulü  Ekrem aleyhi 
salatu ve  selam  konuyla 
ilgili  olarak  şöyle 
buyurmaktadır: “Muhakkak ki kadınlar erkeklerin diğer  yarısıdır. „    Müsned c 6. s 256. Yani  kadın ve erkek  insanlık 
bütününün yarımını  oluşturmaktalar.
Birliktelikleriyle  tam  bir bütün kamil insan  oluşmaktadır.

Dolayısıyla Kur’anı  Kerimde
bahsedilen insanın  yaratılış  kısası kadın 
ve  erkeği,  yani 
insanlığın iki  cinsini de  kapsamaktadır. Yani Allaha  halife 
oluş, meleklerin secdesi, ilahi 
ruhun  üflenmesi, isimlerin  öğretilmesi, şeytanın  vesvesesi, cennetten atılması ve  diğer 
bir takım hususlar  kadın ve erkek  her 
iki cinse de  şamildir. Bakara 30 ila 38. Ayet 
Nisa 1, A’raf 27.10,189. Hıcr 42, 26. Neml 72. Isra 29.

Ayrıca Kadın ve erkeğin  yeteneklerini 
anlatırken, kadın  ve erkeğe  eşit 
bir  yaklaşım ve  bakış 
sergilemektedir. Her  iki  cinste 
tüm  istidat ve  yeteneklerin 
kaynağı olan  ilahi  ruha sahip 
bulunmaktalar.  „“Kendisine çeki
düzen  verdikten sonra  kendi ruhumdan  üfledim, akabında    melekler 
ona secdeye  kapıldılar“ Bakara  suresi. 
Ortak fıtrat, ahlaki  vicdana  hem 
kadın  ve  hem 
erkek  sahip  bulunmaktalar. 

“Allah 
değişmeyen  bir  fıtrat 
üzerine  insanları  yaratmıştır.“ Rum 30. Ahlaki  vicdan konusunda   Şems 
suresi   7ila 9. ayeti  kerimelerde 
Yüce  Allah  şöyle 
buyurmaktadır  “ Andolsun
nefse ve  onu yaratıp  düzenleyene, sonra  ona 
kötülük ve  iyiliğini  ilham edene. Gerçekten onu nefsini
kötülüklerden arındıran kimse  kurtuluşa
ermiştir. Onu  küfür  ile 
kirleten  ise şüphesiz  ziyan etmiştir.” 

Emaneti 
yüklenme  konusunda da  kadın erkek 
eşit  bir  konumdadırlar.  Konuyla 
ilgili Ahzab  suresinin  72. ayeti 
kerimede  şöyle
denilmektedir:  “Kuşkusuz, biz o
emaneti, göklere, yere ve dağlara 
sunduk, onlar  bunu  yüklenmekten çekindiler ve  ondan 
korktular. Ama  insan  onu 
yüklendi. O çok zalim va  cahildir.”  İnsani 
tabiat,  ilim,  salih amel ve 
kulluk  konusunda da  kadın erkek 
arasından   her  hengi  
bir    fark   gözetilmemiştir. Her şey  insanın, kadın ve erkeğin  hizmetine 
verilmiştir. Yani  kevni  hizmet 
konusunda da  kadın erkek  arasında  
bir  fark  yoktur. 
Hacc  suresi 65. Ayeti  kerimede 
Yüce  Mevla  şöyle buyurmaktadır:  “Allah’ın yerde  olan 
her  şeyi  ve emri 
uyarınca denizde  dolaşan  gemileri sizin emrinize verdiğini  görmedinmi? Göğü  de, izni 
olmaksızın yere  düşmekten O
korur. Allah  insanlara  çok 
şefkatli  ve  merhametlidir.”   Sözün 
kısası maddi ve manevi konularda, 
ameli salih  ile  hayatı 
tayyibeyi  elde etme  kosunda da 
kadın    ve 
kulluk    mükellefiyet dahi  tüm 
hususlarda  kadın ve erkek  eşit 
statuye  sahip  muahataplardır

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment